KURAN-I KERİM OKUYUN (ÖNÜNÜZDEYMİŞ GİBİ SAYFA SAYFA)
1 sayfadaki 1 sayfası
KURAN-I KERİM OKUYUN (ÖNÜNÜZDEYMİŞ GİBİ SAYFA SAYFA)
tarafından Admin Perş. Tem. 16 2009, 03:32
Admin- site yöneticisi
-
Mesaj Sayısı : 846
Nerden : adana
İş/Hobiler : internet
Üye Puanı : 4
Forum Puanı : 116151
Kayıt tarihi : 23/03/08 -
Geri: KURAN-I KERİM OKUYUN (ÖNÜNÜZDEYMİŞ GİBİ SAYFA SAYFA)
tarafından Admin Perş. Tem. 16 2009, 04:28
1) Kur'ân-ı Kerim, tam bir temizlik üzere iken okunmalı. Nebi (s.a.v) buyuruyor ki: “Cünüp ve hayızlı kişi Kur’ân’dan bir şey okuyamaz.”
2) Kur’ân okuyan kişinin Mushafa dokunması gerektiği hallerde tam taharet üzere erkeğin cünüplükten, kadının da hayız ve nifas halinden temizlenmiş, abdestli olması gerekir. Nebi (s.a.v) buyuruyor ki: “Kur’ân’a temiz olandan başkası dokunamaz.”
3) Kur’ân okurken insan kalbini, bütün dış düşüncelerden ve ideolojilerden arındırması gerekir. Mutlak doğru Kur’ân’dır diyerek okursak, Kur’ân bizim için bir nur ve hidayete ulaştıracak bir rehber olur. Aksi takdirde biz, Kur’ân’a kendi doğrularımızı tasdik ettirmek için veya Kur’ân’da yanlışlık veya tezat (uyumsuzluk) aramak için okursak; Kur’ân bizim için bir zulumat ve azab olur.
4) Kur’ân-ı Kerim okunurken insanın Allah’a kulluk, O’na boyun eğme, huşu ve hudu halini hissedebileceği iyi bir hali seçmesi gerekir.
5) Kur’ân-ı Kerim okumak için iyi bir vaktin seçilmesi gerekir. Vakitlerin en güzeli, gecenin son üçte biri veya seher vaktidir. Daha sonra sırasıyla gece, sonra fecir, sonra da sabah vaktidir. Sonra sırasıyla diğer vakitler gelir.
6) Kur’ân-ı Kerim’i, Allah’ın evinde (Cami’de) okunması faziletce ön sıradadır. Kişinin evinde okuması diğer yerlerde okumasından daha faziletlidir. İnsan kalbini meşgul edecek ve okuyup anlamasını engelleyecek hallerden uzak bir yerde okumak müstehabtır.
7) Kur'ân-ı Kerim okunacağında şeytanın şerrinden Allah’a sığınarak okunmaya başlanmalı. “Kur’ân okuduğun zaman (önce), o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.”
Şeytandan ve onun saptırmasından uzaklaşarak ve temizlenmiş bir şekilde Kur’ân’a yönelmek, Kur’ân’ı en güzel bir şekilde anlamamızı sağlar.Her sûrenin başında ‘Besmele’ çekilmeli. “Besmelesiz başlanılan her önemli işim sonu kesik ve güdüktür/onda hayır yoktur.”
Ancak Tevbe sûresini okuyacağımızda sadece istiaze yapılması yeterlidir, besmele çekilmez.
8) Kur’ân-ı Kerim okunurken secde ayeti geçtiğinde, Tilâvet secdesi geciktirilmeksizin yapılmalıdır.
9) Kişi namazda iken okuduğu Fatiha ve zamm-ı sûrelerde, yanındaki kişinin kıraatini karıştırmayacak bir sesle sadece kendisinin duyabileceği bir şekilde okuması gerekir. Kendisinin işitemeyeceği bir kıraat kıraat değildir. Çünkü böyle bir okuma ile harflerin yerli yerinde çıkması/okunması imkansızdır.
10) Kur’ân-ı Kerim okuyan kişi; manasını anlayarak okumaya çalışmalı ve okuduğu ayetler üzerinde düşünüp öğüt almalı, O’ndaki hikmetlerden etkilenmeli, kendini Kur’ân’a vermelidir. Allah Teâlâ buyuruyor ki: “(Bu Kur’ân), çok mübarek bir Kitap’dır. O’nu, Sana, indirdik ki, ayetlerini düşünsünler ve sağduyu sahipleri öğüt alsınlar.”
11) Kur’ân’ı okuyan kişi; okuduğu ayetlerin muhatabı olduğunu, içerdiği ilâhi hükümlerin hakkını vermekle, emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmakla mükellef olduğunu düşünmelidir. Allah Teâlâ buyuruyor ki: “Şüphesiz ki bu Kur’ân en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.”
12) Kur’ân okuyan kişi; fenalıkları işlemek, haramlara bakmak veya haram bir şeyi dinlemek gibi, kalbi ve zihni uygun olmayan şeylerle meşgul etmekten kaçınması gerekir. Çünkü bu duyular; görme, dinleme, düşünme... v.b. insanın okuduğu veya algıladığı şeyleri kavramasını sağlayan duyulardır. Bu duyular temiz olmazsa, insanın elde edeceği sonuç ve fayda azalır.
13) Kur'ân’ı okuyan kişi tecvid kurallarına uygun bir şekilde ve de yanlışsız olarak okumaya çalışmalıdır.
14) Kur’ân’ı okuyan kişi; Kur’ân’ı çok hızlı bir şekilde okumaktan kaçınması gerekir. Şayet süratli bir şekilde okuması gerekliyse tecvid kaidelerine uyarak, medleri asgari haddine indirerek, vasl (duraklarda da durarak) okumalıdır.
15) Kur’ân-ı Kerim, temiz yerlerde okunmalı, pis yerlerde okunmamalıdır.
16) Okunan Kur’ân’a karşı saygısız bir tavır sergileyecek veya dinleyemeyecek kadar işiyle meşgul olanların yanında Kur’ân okunmamalı. Hal-i vakti müsait olanlar da okunan tilâveti can kulağı ile dinlemelidir.Allah Teâlâ buyuruyor ki: “Kur’ân okunduğu zaman O’nu dinleyiniz ve susunuz. Umulur ki, esirgenmiş olursunuz.”
“Mü’minlerin Kur’ân’ı dinleyişleri, onların Allah’a karşı tevazuunu ve itaatlerini artırır.”
“Hakiki Müminler o kimselerdir ki, (yanlarında) Allah anıldığı vakit kalbleri ürperir. Kur’ân'ın âyetleri okunduğu zaman, imanları ziyadeleşir. Ve onlar yalnız Rablerine tevekkül ederler.”
17) Kur’ân’ın önüne hiçbir kitabın geçirilmemesi gerekir. Nebi (s.a.v) Efendimize üzerinde yazı bulunan bir kürek kemiği getirilmişti. Rasûlüllah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir topluluğa; Peygamberlerinin getirdiklerini terk edip kendi peygamberlerinden başka bir peygamberin veya kendi kitaplarından başka bir kitabın getirmiş olduğu şeylere yönelmeleri sapıklık olarak yeter.”
Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’de buyuruyor ki: “Sana indirdiğimiz o Kitap, onlara kâfi gelmedi mi?...”
2) Kur’ân okuyan kişinin Mushafa dokunması gerektiği hallerde tam taharet üzere erkeğin cünüplükten, kadının da hayız ve nifas halinden temizlenmiş, abdestli olması gerekir. Nebi (s.a.v) buyuruyor ki: “Kur’ân’a temiz olandan başkası dokunamaz.”
3) Kur’ân okurken insan kalbini, bütün dış düşüncelerden ve ideolojilerden arındırması gerekir. Mutlak doğru Kur’ân’dır diyerek okursak, Kur’ân bizim için bir nur ve hidayete ulaştıracak bir rehber olur. Aksi takdirde biz, Kur’ân’a kendi doğrularımızı tasdik ettirmek için veya Kur’ân’da yanlışlık veya tezat (uyumsuzluk) aramak için okursak; Kur’ân bizim için bir zulumat ve azab olur.
4) Kur’ân-ı Kerim okunurken insanın Allah’a kulluk, O’na boyun eğme, huşu ve hudu halini hissedebileceği iyi bir hali seçmesi gerekir.
5) Kur’ân-ı Kerim okumak için iyi bir vaktin seçilmesi gerekir. Vakitlerin en güzeli, gecenin son üçte biri veya seher vaktidir. Daha sonra sırasıyla gece, sonra fecir, sonra da sabah vaktidir. Sonra sırasıyla diğer vakitler gelir.
6) Kur’ân-ı Kerim’i, Allah’ın evinde (Cami’de) okunması faziletce ön sıradadır. Kişinin evinde okuması diğer yerlerde okumasından daha faziletlidir. İnsan kalbini meşgul edecek ve okuyup anlamasını engelleyecek hallerden uzak bir yerde okumak müstehabtır.
7) Kur'ân-ı Kerim okunacağında şeytanın şerrinden Allah’a sığınarak okunmaya başlanmalı. “Kur’ân okuduğun zaman (önce), o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.”
Şeytandan ve onun saptırmasından uzaklaşarak ve temizlenmiş bir şekilde Kur’ân’a yönelmek, Kur’ân’ı en güzel bir şekilde anlamamızı sağlar.Her sûrenin başında ‘Besmele’ çekilmeli. “Besmelesiz başlanılan her önemli işim sonu kesik ve güdüktür/onda hayır yoktur.”
Ancak Tevbe sûresini okuyacağımızda sadece istiaze yapılması yeterlidir, besmele çekilmez.
8) Kur’ân-ı Kerim okunurken secde ayeti geçtiğinde, Tilâvet secdesi geciktirilmeksizin yapılmalıdır.
9) Kişi namazda iken okuduğu Fatiha ve zamm-ı sûrelerde, yanındaki kişinin kıraatini karıştırmayacak bir sesle sadece kendisinin duyabileceği bir şekilde okuması gerekir. Kendisinin işitemeyeceği bir kıraat kıraat değildir. Çünkü böyle bir okuma ile harflerin yerli yerinde çıkması/okunması imkansızdır.
10) Kur’ân-ı Kerim okuyan kişi; manasını anlayarak okumaya çalışmalı ve okuduğu ayetler üzerinde düşünüp öğüt almalı, O’ndaki hikmetlerden etkilenmeli, kendini Kur’ân’a vermelidir. Allah Teâlâ buyuruyor ki: “(Bu Kur’ân), çok mübarek bir Kitap’dır. O’nu, Sana, indirdik ki, ayetlerini düşünsünler ve sağduyu sahipleri öğüt alsınlar.”
11) Kur’ân’ı okuyan kişi; okuduğu ayetlerin muhatabı olduğunu, içerdiği ilâhi hükümlerin hakkını vermekle, emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmakla mükellef olduğunu düşünmelidir. Allah Teâlâ buyuruyor ki: “Şüphesiz ki bu Kur’ân en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.”
12) Kur’ân okuyan kişi; fenalıkları işlemek, haramlara bakmak veya haram bir şeyi dinlemek gibi, kalbi ve zihni uygun olmayan şeylerle meşgul etmekten kaçınması gerekir. Çünkü bu duyular; görme, dinleme, düşünme... v.b. insanın okuduğu veya algıladığı şeyleri kavramasını sağlayan duyulardır. Bu duyular temiz olmazsa, insanın elde edeceği sonuç ve fayda azalır.
13) Kur'ân’ı okuyan kişi tecvid kurallarına uygun bir şekilde ve de yanlışsız olarak okumaya çalışmalıdır.
14) Kur’ân’ı okuyan kişi; Kur’ân’ı çok hızlı bir şekilde okumaktan kaçınması gerekir. Şayet süratli bir şekilde okuması gerekliyse tecvid kaidelerine uyarak, medleri asgari haddine indirerek, vasl (duraklarda da durarak) okumalıdır.
15) Kur’ân-ı Kerim, temiz yerlerde okunmalı, pis yerlerde okunmamalıdır.
16) Okunan Kur’ân’a karşı saygısız bir tavır sergileyecek veya dinleyemeyecek kadar işiyle meşgul olanların yanında Kur’ân okunmamalı. Hal-i vakti müsait olanlar da okunan tilâveti can kulağı ile dinlemelidir.Allah Teâlâ buyuruyor ki: “Kur’ân okunduğu zaman O’nu dinleyiniz ve susunuz. Umulur ki, esirgenmiş olursunuz.”
“Mü’minlerin Kur’ân’ı dinleyişleri, onların Allah’a karşı tevazuunu ve itaatlerini artırır.”
“Hakiki Müminler o kimselerdir ki, (yanlarında) Allah anıldığı vakit kalbleri ürperir. Kur’ân'ın âyetleri okunduğu zaman, imanları ziyadeleşir. Ve onlar yalnız Rablerine tevekkül ederler.”
17) Kur’ân’ın önüne hiçbir kitabın geçirilmemesi gerekir. Nebi (s.a.v) Efendimize üzerinde yazı bulunan bir kürek kemiği getirilmişti. Rasûlüllah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir topluluğa; Peygamberlerinin getirdiklerini terk edip kendi peygamberlerinden başka bir peygamberin veya kendi kitaplarından başka bir kitabın getirmiş olduğu şeylere yönelmeleri sapıklık olarak yeter.”
Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’de buyuruyor ki: “Sana indirdiğimiz o Kitap, onlara kâfi gelmedi mi?...”
Admin- site yöneticisi
-
Mesaj Sayısı : 846
Nerden : adana
İş/Hobiler : internet
Üye Puanı : 4
Forum Puanı : 116151
Kayıt tarihi : 23/03/08 -
Similar topics1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz