internet alemi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Dünya Çocukların Oyun Bahçesi!

Aşağa gitmek

Dünya Çocukların Oyun Bahçesi! Empty Dünya Çocukların Oyun Bahçesi!

Mesaj tarafından esila Çarş. Nis. 30 2008, 20:45

Dünya Çocukların Oyun Bahçesi! 1

Tekerlek, oyuncak olsun diye icat edilmişti. Truva atı, çocuklar ağlamasın diye kente alınmıştı. İlk yazılı kitabeler çocukları anlatmıştı… Her şey çocuk olmakla başladı, onlarla devam edecek.

Türk Hava Yolları, çağın, bilimin ulaştığı en ileri noktadaki uçaklarla uçuyor. Uygarlığın tüm izlerini, keşiflerini taşıyan insanlık harikası bir aracın, uçağın içindesiniz. Unutmayın ki, sizi varmak istediğiniz yere kavuşturacak olan yine de, uçağınızın göğsündeki tekerlekleridir. O tekerlek ki, insanın aydınlanma serüveninde pek çok bilim insanı tarafından başlangıç noktası olarak kabul edilir. Sahi, ilk insan tekerleği neden icat etmişti? Onu takacağı bir arabası var mıydı?

Dünya Çocukların Oyun Bahçesi! 3

Tekerlek bir oyuncak olarak doğmuştur. Onunla çocuklar yüzyıllar boyunca oynamış, çember çevirmiştir. Sonradan, çok sonradan insanoğlu tekerleğin taşıma gücünü keşfetmiş ve onun sayesinde yolculuğa çıkmış ve de içinde bulunduğunuz uçağa kadar gelmiştir!..

Dünya Çocukların Oyun Bahçesi! 5

Çocukların penceresinden baktığımızda, tekerlek örneğinde olduğu gibi büyüklerin dünyasından uzak, çok farklı öyküler üretiriz. Truvalılar, içine düşman askerlerinin gizlendiği ve kentlerinin felaketine neden olan tahta atı neden içeri aldılar sanıyorsunuz? Nedeni çok basit: Çocuklarının ağlamalarına dayanamadılar! Truvalı çocuklar tahta atla oynamak istediler, anneleri, babaları da kıramadı onları…

Seyahatlerimizde çektiğimiz fotoğrafların hiç değilse bir karesinde bir çocuk gülümser ya da ağlar mutlaka. Belki de fotoğrafının çekildiğinin farkında bile değildir. Peki ya bizler, biz büyükler bir kez olsun onların gözünden bakar mıyız tarihe, doğaya, hayata?..

Dünya Çocukların Oyun Bahçesi! 6

Dünyanın Çiçekleri

Çocuğu ve çocukluğu düşünmenin, anlamaya çalışmanın tarihi biz yetişkinler için çok yenidir. Ortaçağ’da çocuğa yedi yaşına kadar bebek, ondan sonra da bir yetişkinin acemi, küçük bir kopyası olarak bakılıyordu. Fransız düşünür J.J. Rousseau, 1792’de yayımlanan ‘Emile’ adlı eserinde çocuğun kendi başına bir değer olduğunu, yetişkinin dünyasından çok farklı ve özgün psikolojisi olduğunu öne sürer. Rousseau’ya göre her çocuk, doğada kendi başına büyüyen vahşi çiçekler gibidir. Dünyanın değişik ülkelerinde çekilen çocuk fotoğraflarını bir araya getirdiğimizde, Fransız yazarı haklı çıkarırız. O fotoğraftaki çocuklar renkleri, kokuları, kıyafetleri ne kadar farklı olursa olsun birer çiçektir; yetiştiği toprağın, kültürün tüm zenginliğini, güzelliğini üstünde taşıyan çiçeklerden…

Dünya Çocukların Oyun Bahçesi! 9

Çocuk Gibi Olabilmek

Çocuklar, doğallığı bozulmaması, korunması ve daha da önemlisi yüceltilmesi gereken bir insanlık mirasıdır. Bu yüzden ‘çocuk gibi davranma’ ya da ‘çocukluk yapma’ sözleri son derece yanlış ve insanın özüne aykırıdır. Ten rengi, dili, dini ne olursa olsun çocuklar birbirleriyle kolayca kaynaşır, arkadaş olurlar. Kavga etseler bile barışmaları uzun sürmez, kin tutmazlar, aralarında nefreti barındırmazlar. Biz yetişkinlerin demokrasi, özgürlükler, insan hakları dediğimiz değerleri onlar yaşamaktadırlar zaten. Londra’da bir çocuk parkında fark etmiştim; Hintli, Çinli, Meksikalı, Afrikalı anne ve babalar birbirleriyle hiç konuşmadan banklarda oturuyorlardı. Ortalarındaki kum havuzunda ise çocukları birbirleriyle kaynaşmış, neşe içinde oynuyorlardı. Bankta oturan suskun ‘büyük’lerden biri de bendim. Çocukların arasında oğlum da vardı!..


Dünya Çocukların Oyun Bahçesi! 11d Dünya Çocukların Oyun Bahçesi! 12d


Masalların İpuçları

Yazının ilk örneği olan Sümer tabletlerinde bile ‘çocuk’ çıkar karşımıza. Bir Sümerli baba şunları söylemektedir çocuğuna: “Adam ol, sokaklarda dolaşma, bak, seni hayatımda hiçbir zaman tarlama kazmak için göndermedim. Senin gibiler çalışarak ailelerini geçindiriyorlar. Ben bir gün bile ‘git, çalış’ demedim”…

Dünya Çocukların Oyun Bahçesi! 13

Her kıtada çocuklara anlatılan masallar, öyküler vardır… Yetişkinler tarafından üretilen bu eserler çocukları eğlendirirken, biz büyüklerin dünyasının da ipuçlarını verir. Çocukların kendi dünyalarını yansıtan öyküler ise bizimkilerden daha bilge, daha güzel ve daha aydınlatıcıdır. Örneğin, Skylife okurlarının yakından tanıdığı Akgün Akova bir gün yolda giderken, arka koltukta oturan beş yaşındaki oğlu Fırat, panik içinde bağırır: “Baba, ay buluta girdi, ay buluta girdi!” Akova: “Girerse girsin oğlum, ne var bunda?” deyince, küçük Fırat şu karşılığı verir: “Ama baba, bayrağımızdaki yıldız yalnız kalacak!..”

Dünya Çocukların Oyun Bahçesi! 14

Doğanın Çocuk Hali

Doğanın da çocuk halleri vardır. Fırtınalar, tufanlar yaratan rüzgâr, bir çocuğun elindeki fırıldağı döndürürken, çocukluğuna dönmüş değil midir?.. Ya da okyanusta devleşen dalgalar, kumsala vardıklarında çakıl taşlarıyla oynayan bir çocuk gibi uysallaşmazlar mı? Çığ dediğimiz de sakın, bir dağın ovaya attığı kartopu olmasın?..

İster Afrikalı olsun, ister Avrupalı… İster Amerikalı olsun, ister Asyalı… Doğa çocuğun oyuncağıdır. Dünya çocuklarının fotoğraflarına bakarken, bizim şehir, ülke, kıta dediğimiz yerlerin aslında büyük bir oyun bahçesi olduğunu gerçeğini görmeliyiz. Biz büyükler, çocuklarımızın oyun bahçesindeki misafirlerden başka bir şey değiliz.

Dünya Çocukların Oyun Bahçesi! 15

Bowling oyununda devrilen kukaları kaldıran otomatik sistem yokken, bu işi çocuklar yapmaktaydı. Kukaların üstündeki tahta sıraya oturan çocuk, her atış sonrasında devrilenleri doğrultuyor ve sıçrayarak yeniden yerine oturuyordu. Ne garip, savaşlar, yıkımlar sonrasında da insanlığı yeniden ayağa kaldırma, dik tutma görevi hâlâ çocukların omzunda!

Dünya Çocukların Oyun Bahçesi! 16

Altı yaşındaki kız çocuğu, İstanbul Oyuncak Müzesi’ni gezerken bir camekânın önünde durur ve dikkatle bakar. Camekânda, tüfeklerinin dipçiklerini karşılıklı olarak kaldırmış iki asker sergilenmektedir. Küçük kız, annesine dönerek “Anne bak tüfeklerini kırıyorlar”. Anne, karşılık verir: “Yanılıyorsun yavrum. Tüfeklerini kırmıyorlar. Mermileri bitmiş, tüfekleriyle birbirlerinin kafalarını kıracaklar”. Çocuk, annesine döner ve yüksek sesle der ki: “Hayır anne. Onlar barış istiyor!”
esila
esila
moderatör
moderatör

Mesaj Sayısı : 18
Üye Puanı : 0
Forum Puanı : 5840
Kayıt tarihi : 30/04/08

https://internetalemi.yetkin-forum.com/index.htm

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz